Obsesif Kompulsif Bozukluk(OKB)

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), obsesyon ve kompulsiyonların eşlik ettiği ruhsal bozukluk olarak tanımlanmaktır. Obsesif Kompulsif Bozukluğu daha iyi anlamak için öncelikle obsesyon ve kompulsiyonun ne anlama geldiğine bakmak iyi olacaktır.

Obsesyon, takıntı anlamına gelmekte olup, kişiye rahatsızlık veren, tekrarlayıcı düşünceleri ifade etmektedir. Kompulsiyon, diğer bir ifadeyle zorlantı ise; kişinin takıntılı düşüncelerin yaratmış olduğu endişeyi azaltmak ve nihayetinde rahatlamak için başvurduğu ritüelleri ya da zihinsel eylemleri içeren davranışlarını tanımlamaktadır. Kişi düşüncelerinin gerçekçi olmadığını bilir. Ancak yine de kendini durdurmakta zorluk yaşar. Kompulsiyonlar kişinin yaşam kalitesini düşürür. Bir eylemin kompulsiyon olabilmesi için öncelikli motivasyonun haz almak olmaması gerekir. Elbette ki kompulsif eylemlerde de bir rahatlama vardır. Ancak asıl amaç obsesif düşüncenin yaratmış olduğu endişeyi ortadan kaldırmaktır.

Obsesyonların yaratmış olduğu kaygıdan kurtulmak için başvurulan eylemler saatler alabilir. Tanı konulabilmesi için obsesif düşüncelerden dolayı yaşanan endişenin şiddetli olması ve sonrasında gelen eylemin zamana yayılan nitelikte olması gerekir. Her birey gündelik yaşam içerisinde obsesif düşünceler üretebilir ya da kompulsif davranışlar sergileyebilir. Evden çıkarken fişlerin çekili olup olmadığını kontrol etmek vb. gibi. Ancak bu OKB olduğu anlamına gelmez. Bu noktada ayırıcı olan semptomun yoğunluğudur.

DSM-V(Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) kriterlerine göre; kişi günde en az bir saatini obsesyon ve kompulsiyonlarına harcıyorsa ve işlevselliği bozuluyorsa OKB tanısı alabilir.

Simetri, temizlik, zarar görme, istifçilik ve yasaklı olduğu varsayılan konularda düşünme gibi başlıklar OKB içerisinde özellikle göze çarpan başlıklar arasındadır.

OKB’ye neden olabilecek tek bir madde belirtmek mümkün değildir. Ortaya çıkışında genetik, çevresel, psikolojik ve sosyal nedenlerin etkili olabileceği belirtilmektedir. Örneğin, küçükken çok katı kuralların olduğu bir ailede büyümek ya da travmatik deneyimlere maruz(istismar, ölüme tanık olma, kaza vb.) OKB’nin ortaya çıkışına zemin hazırlayabilir. Ancak semptomları kişinin kendi hikayesi içerisinde anlamlandırmak çok daha sağlıklı olacaktır. Herhangi bir etmen bir kişide semptom oluşturmazken, bir ötekinde oluşturabilir. Bu ruhsallığın komplike yapısıyla ilişkilidir.

Ancak neden her ne olursa olsun, obsesif kompulsif bozukluk(OKB) kişinin yaşam kalitesini düşüren ve potansiyelini ortaya koymasına engel olabilecek nitelikte bir ruhsal zorluğun varlığı demektir. Kompulsif davranışlara ayrılan enerji hem bedeni hem zihni yorar. Kişinin kendini ortaya koymasını sağlayacak etkinliklerde bulunmasına engel olur. Elbette ki tedavi süreciyle değişim sağlanacaktır. Ancak bu sürecin zaman alacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle obsesif kompulsif bozukluk(OKB) semptomları olan kişiler mutlaka bir uzmana başvurmalı, gerekli görüldüğü takdirde terapiye ek olarak ilaç desteği de almalıdırlar.

Uzm. Psk. Dnş. Miralem Gür

Kaynakça:

Yakın, D.(2023). OKB tanısı almış bireylerde temel inançlar, bilişsel çarpıtmalar ve denetim odağı ilişkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Doğuş Üniversitesi, İstanbul.

‘’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’