Aleksitimi Nedir?

Eski Yunanca’da ‘’yok’’ ve ‘’söz’’ sözcüklerinin bir araya gelmesinden oluşan aleksitimi, kişinin duygularını tanıma ve ifade etmede zorlanmasıdır (Cengiz, 2019).

Aleksitimisi olan kişiler, duygularını bedensel duyumlarından ayırmada zorluk yaşarlar. Anlatımları daha çok eylemler üzerinden olur. Hayal kurmak, rüya görmek, ilişkilerde derinleşmek bu kişiler için oldukça zordur. Hem kendileriyle hem de çevreleriyle kurdukları ilişkiler genellikle yüzeyseldir. İç görüleri çoğunlukla zayıftır ve daha çok somut düşünme odaklıdırlar.

Aleksitimik kişiler, daha çok bedensel semptomlar geliştirirler. Psikosomatik şikayetlerle sahip olan bu kişiler, kendilerini sözel olarak ifade etmekte zorlandıkları için beden konuşmaya başlar. Bu kişilerin terapi süreçlerinde de daha çok somut düşünmeye eğilimli oldukları, çağrışım yapmakta zorlandıkları ve kendilerini daha çok günlük eylemler üzerinden ifade ettikleri görülmektedir. Bu kişiler aynı zamanda stres yaratan durumlarla baş etmekte zorlanmakta, duygularını düzenlemekte güçlük yaşamakta ve bu duygusal güçlüklerle baş etmek için davranışsal bağımlılıklar(bilgisayar oyunları, seks, alış-veriş, internet, spor vb.) geliştirebilmektedirler (Akın, 2014).

Alekstiminin Olası Nedenleri

Aleksitiminin ortaya çıkış nedenlerine dair farklı açıklamaların olduğu görülmektedir. Bu açıklamalardan biri, kişinin kapsamakta zorlandığı acı veren duygularını inkar etmek için bir çeşit savunma mekanizması olarak işlev gördüğünü ileri sürer. Buna ek olarak, erken dönemde henüz bebeğin sözel olarak kendini ifade edemediği zaman diliminde ya da ilerleyen yıllarda herhangi bir travmatik deneyime maruz kalmış olabilme ihtimali üzerinde durulur. Çünkü söz öncesi dönemde duygular sözcükler aracılığıyla değil de, beden aracılığıyla deneyimlenir. Çocuk konuşmaya başladığında bedensel olanla bir ayrım yapmaya başlar. Etkisi sarsıcı olan bir olaya çok erken dönemde maruz kalmanın duygusal gelişimi durdurabilme gücüne sahip olduğu söylenilebilir. Yetişkinlik döneminde deneyimlenen travmatik bir etki ise, kişinin söz öncesi döneme geri dönmesine ve duygularını sözel olarak ifade etmek yerine bedensel olarak anlatmasına yol açar. Bu noktada, çocuğunun bakım verenin onun duygularını görme anlamında yetersiz olmasının ve sadece fiziksel ihtiyaçlarıyla ilgilenmesinin de etkili olabileceği düşünülmektedir. Kısacası, aleksitimi ruhsal anlamda bir gerilemenin varlığına işaret eder (Cengiz, 2019).

Bir diğer açıklamaya göre, aleksitimi bilişsel süreçlerin gelişimindeki zayıflıkla ilişkilidir. Bu zayıflık, kişinin deneyimlerini değerlendirirken çarpık bir algıyla yaklaşmasına neden olacaktır. Duygular, bilişsel değerlendirmeden büyük oranda etkilenirler. Ancak aleksitimik kişinin bilişsel değerlendirme kapasitesi temel düzeyde olduğundan, duyguları ayırıp ifade etmesi mümkün olmadığı için beden yoluyla kendini gösterecektir. Bu açıklamalara ek olarak, çocuğun büyüdüğü ortamda duyguların nasıl yaşandığı, ifade edilip edilmediği gibi etmenlerin önemli olduğu, sosyal çevrenin etkisinin de aleksitimi üzerinde etkili olabileceği de ileri sürülmektedir.

Ortaya çıkış nedeni her ne olursa olsun, aleksitimi kişinin hem kendi öznel dünyasında hem de ilişkilerinde zorluk yaşamasına neden olabilecek bir durumdur. Duyguların olmadığı herhangi bir ilişki şekli mümkün olmadığından, derin ve anlamlı bağlar kurmak için kişinin önce kendi sonra da ötekilerin duygularını tanıyabilmesi son derece önemlidir.

Uzm.Psk.Dnş.Miralem Dilan Gür

Kaynakça:

Akın, İ.(2014). Relationship of problematic internet use with alexithymia, emotion regulation and impulsivity. Yüksel lisans tezi, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul.

Cengiz, G.G.(2014). Sosyal kaygı, bağlanma, aleksitimi ve aleksitimi düzeylerinde nöropsikolojik performans arasındaki ilişkiler. Yüksek lisans tezi, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, istanbul.

 

‘’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’