Duygusal Zekâ

Duygusal zeka, kişinin hem kendi duygularını hem de ötekilerin duygularını algılayabilmesi, anlaması ve düzenleyebilme potansiyeli olarak tanımlanabilir.

Aynı zamanda duyguları düzenleyebilme ve duygulara uygun şekilde davranabilme becerisi de duygusal zekâyla yakından ilişkilidir. Kişi duyguların görmezden gelindiği bir evde büyüdüyse kendi duygularını tanıması ve değerlendirebilmesi oldukça zor olacaktır. Bazı ailelerde yaşanan duyguyu göstermek zayıflık olarak algılanmakta bu da çocukların kendi duygularını fark edip ifade etmelerini zorlaştırmaktadır. Çocuk duygusunu fark etse bile ilk aşamada bunu yansıtmayacak, ilerleyen zamanlarda bu durum duygularını adlandırmakta zorlandığı bir sürece evrilecektir.

Neden Duyguları İnkâr Ederiz?

Duyguların inkar edilmesinin farklı nedenleri olabilmektedir. Öfke, haset, kıskançlık ya da nefret gibi duygular yıkıcı çağrışımları nedeniyle inkar edilebilirken, kişi üzüntüsünü güçsüzlük olarak algıladığı için saklama ihtiyacı hissedebilir. Duyguların görmezden gelinmesi yalnızca olumsuz çağrışımları olan duygular için geçerli değildir. Kimi zaman yaşanan o kadar karmaşık ve tanımlanamaz bir hal alır ki kişiler olumlu duygularını da tanıyamaz duruma gelebilirler. Mutluluklarını aslında depresif ruh hallerini saklamak için kullanmaya başlayabilirler. Bu durum ise ilerleyen zamanlarda gerçekten mutlu olunan anlarla maskeli bir mutluluğun birbirine karışmasına neden olabilir. Öte yandan, olumlu duygular bazen kayıp endişesinin gölgesinde kaldığından yeteri kadar deneyimlenemez. Olumlu olanı olumsuzun takip edeceğinden korkulur. Öyle ki bu çok gülen çok ağlar ifadesiyle dilimize dahi geçmiştir.

Duygular İnkâr Edildiğinde Ne Olur?

Duygusal zekâsı yüksek kişi, ötekilerin ve kendisinin duygularını anlama potansiyeline sahip olduğundan sosyal ilişkilerinde daha az güçlük yaşayacaktır. İlişkiler kişinin hem kendisini hem de ötekini görmeyi, karşılıklı ihtiyaçları gözetmeyi gerektiren bir alandır. İlişkinin türünden bağımsız, kişi eylemlerinin sonucunda ilişkideki diğer kişinin duygularını değerlendirmede zorluk yaşadığında sorunlar ortaya çıkacaktır. Elbette ki hiçbir zaman bir ötekinin tam olarak hangi duyguları hissettiği bilinemez. Ancak mesele tam da duruma uygun çıkarımlar yapabilme potansiyeline sahip olabilmektedir.  Öte yandan kişi hali hazırda kendi duygularını da anlamakta güçlük yaşayacağı için eylemleri, aldığı kararlar kendisini olumlu etkileyecek seçimler olmaktan uzak olacaktır. Günün sonunda duygular insanı harekete geçiren, kararlar aldıran, insan ruhsallığının önemli parçalarıdır. Sadece mantığın sesiyle hareket etmek kişinin ait hissetmediği eylemlere sıkışmasına neden olacaktır. Düşünceler, ödünç alınmış ya da ötekilerden alınıp işlenmişlerdir. Ancak duygular tamamen kişiye özel, kendine ait kılabileceği ruhsallığının önemli parçalarıdır. Tüm bunların yanında, anlaşılmayan ve kabul edilmeyen duygular bedensel semptomlar ya da rüyalar aracılığıyla da kendini gösterme yolunu seçebilir.

Uzm.Psk.Dnş. Miralem Dilan Gür

Kaynakça:

Altunbaş,T.(2018). Duygusal zeka programının öğrencilerin duygusal zeka, atılgan, saldırgan ve çekingen davranışlarına etkisinin incelenmesi. Yüksek lisans tezi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir.

’’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’