Özellikle son zamanlarda ”Öz-şefkat nedir?” sorusunun çokça sorulduğu ve bu konunun araştırıldığı görülmeketdir.
Öz-şefkat; kişinin yaşadığı olumsuzluklar karşısında kendisine karşı anlayışlı, hoşgörülü ve şefkatli yaklaşabilmesidir. Kişi, kendisine şefkat gösterebildiği takdirde başarısız olduğunda ya da hata yaptığında kendisini sert bir şekilde eleştirmek yerine hoşgörü gösterecektir (Uyanık ve Çevik, 2020).
Kendine şefkat gösterebilen kişiler, olumsuz bir deneyim yaşadıklarında bunun diğer insanların da başına gelebileceğini, insan olmanın aynı zamanda olumsuz tecrübeleri de içerdiğini bilirler. Yaşamış oldukları şeylerden dolayı kendilerini suçlayıp, izole etmezler. Diğer insanların da benzer yaşantılardan geçebileceğini bildiklerinden yaşamış oldukları her ne varsa onları sosyal yaşamdan uzaklaştırmaz. İnsan olma halinin sınırlılıklarına saygı duyabilirken, pişman olacakları deneyimleri olsa bile affedici bir tutum sergileyebilirler. Ancak bu durumun kişinin kendine acıması ya da kurban gibi hissetmesiyle karıştırılmaması gerekmektedir. Kendisine karşı şefkatli olabilen kişi, gücünün, sınırlılıklarının farkındadır ve bu sınırlılıklar dahilinde sorumluluk alır. Acı veren deneyimler acınası durumlar olarak algılanmaz. İnsan olma halinin doğal getirileri olarak algılanır.
Yaşanılan zorluk karşısında kişinin kendisine neye ihtiyacı olduğunu sorması, öz-şefkat göstermesi açısından önemli bir başlangıçtır. Bu ne yaşadığını ve neyin kendisine iyi geleceğini anlamasının kapısını aralar.
Öz-şefkat, Neff tarafından, üç katmanlı olarak tanımlanmıştır. Bunlar; öz-sevecenlik, bilinçlilik ve ortak paylaşımların farkına varmadır (Aytaç, 2023).
Kişi, içerisinde bulunduğu güç durumlarda kendine karşı hassas ve anlayışlı davranıyorsa bu öz-sevecenliktir. Ancak kendisini acımasızca eleştiriyorsa bu durumda öz-sevecenlik yerine öz-yargılama ortaya çıkmaktadır. Deneyimlenen şey her neyse onu kabul etmeyi, onunla bütünleşmemeyi içeren bilinçlilik hali ortaya çıkmadığında kişi düşünce ve duygularıyla özdeşleşecek ve kendisini her ne yaşıyorsa sadece o şey olarak deneyimleyecektir. Yaşadığı durumun sadece kendi başına gelmediğini, benzer deneyimlerin diğer insanların da yaşadığını düşünüyorsa bu ortak paylaşımların farkına varmadır. Ancak tersi durumda kişi yaşadığı zorluğun sadece kendi başına geldiğini düşünecek ve sosyal yaşamdan uzaklaşacaktır.
Araştırmalara göre, kendine karşı şefkat gösterebilen kişilerde depresyon, yeme bozukluğu, tekrarlayıcı olumsuz düşüncelere saplanma ve stres yoğunluğu oranının daha az olduğu belirlenmiştir (Aytaç, 2023). Öte yandan, öz-şefkatin yaşam doyumunu arttırdığı bulunmuştur.
Çocukluk döneminde, şefkatin olmadığı bir ortamda büyümek, hata yapıldığında yakın çevredeki yetişkinler tarafından acımasızca eleştirilmek kişinin ilerleyen yıllarda hem kendisine hem de etrafındakilere şefkat göstermesini zorlaştıracaktır. Bu nedenle erken çocukluk yıllarında bakım verenlerin çocukların davranışları karşısındaki tepkilerinin öz-şefkatin gelişmesinde son derece önemli olduğu söylenilebilir. Ancak bu durum farkına varıldığında değişime uğrayacaktır. Kişi, duygu, düşünce ve davranışlarına dair farkındalık kazandığında, kendisine neye ihtiyacı olduğunu sorduğunda ve öz-şefkatin üç bileşenini anlayıp kendi deneyimlerini bunun üzerinden değerlendirmeye başladığında kendisine karşı şefkat gösterme kapasitesi gelişecektir. Bununla birlikte ötekilere de şefkat göstermesi kolaylaşacaktır.
Uzm. Psk. Dnş. Miralem Gür
Kaynakça:
Aytaç, A. N. (2023). Çözüm odaklı grupla psikolojik danışmanın ergenlerin özşefkat düzeylerine etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale.
Uyanık, N. ve Çevik, Ö. (2020). Öz‐şefkat gelişiminde bilişsel formülasyonun rolü. Uluslararası Dil, Eğitim ve Sosyal Bilimlerde Güncel Yaklaşımlar Dergisi.
‘’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’