Öz Yeterlik Nedir?

Öz yeterlik, kişinin herhangi bir zorlukla karşılaştığında ya da gerçekleştirmesi gereken bir performans olduğunda, potansiyelini ortaya koyabileceğine ve verilen görevi yerine getirebileceğine dair inancı olarak açıklanmaktadır. Sosyal-bilişsel kuramın öncüsü Albert Bandura tarafından tanımlanan bu kavram, aynı zamanda kişinin kendi kapasitesine dair algısını da içermektedir(Kansu ve Hızlı-Sayar, 2018).

Kişinin kendi potansiyeline dair inancının gelişmesinde başta aile olmak üzere sosyal çevrenin etkisi son derece önemli bir yere sahiptir. Ailesi tarafından desteklenen, güçlü yönleri ve yapabilirlikleri görülen bir çocuğun öz yeterlik inancı güçlü olacaktır. Öte taraftan, sıklıkla olumsuz eleştiriye maruz kalan, yetersizliklerine vurgu yapılan bir çocuk öz yeterlik inancını besleyemeyecek ve potansiyelinin yetersizliğine dair bir algı geliştirecektir.

Öz yeterlik inancının yüksek olması, kişinin farklı alanlarda başarılı olmasını ve doyum almasını kolaylaştırır. Örneğin, akademik anlamda başarılı olacağına dair inancı yüksek olan bir öğrencinin iyi bir üniversiteyi kazanma ihtimali, kendine inanmayan bir öğrenciden daha yüksektir. Öz yeterlik aynı zamanda kişinin süreci nasıl organize edeceğini ve gerekli eylemleri planlayabilme kapasitesine olan inancını da ifade ettiğinden, potansiyeline güveni olan öğrenci süreçte nasıl bir çalışma yürütmesi gerektiğini de uygun şekilde belirleyebilir.

Kişi herhangi bir durumda kapasitesinin yeterli olup olmayacağına dair inancını çeşitli yollarla geliştirir. Kendi bireysel deneyimleri, diğer kişilerin deneyimlerinden kendi yeterliliğine dair çıkarımı, çevresindeki kişilerden kapasitesine dair aldığı sözel geri bildirimler öz yeterlik inancına olumlu ya da olumsuz katkı yapan kaynaklar olarak gösterilebilir. Kişinin başarısız hissettiği deneyimleri, kendi kapasitesine dair algısı olumlu olduğu takdirde öz yeterliğinde olumsuz bir etki yaratmayacaktır(Sakız, 2013). Bu noktada unutulmaması gereken, öz yeterlik algısının öz saygıyla karıştırılmaması gerektiğidir. Öz yeterlik, daha çok verilen görevin yerine getirilip getirilmeyeceğiyle ilişkilidir. Kişinin kendine verdiği değer ve benliğine dair algısını doğrudan içermemektedir. Bununla birlikte, öz saygının gelişmesinde önemli bir rolü vardır.

Öz yeterlik inancının depresif duygulanım ve hissedilen stresle de olumsuz bir ilişkisi olduğu belirtilmektedir. Yani kişi, herhangi bir performansı başarılı şekilde tamamlayabileceğine inanıyorsa bu daha az stresli hissetmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, ruhsal iyi oluş halinin önemli bir bileşeni olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak denilebilir ki, öz yeterlik kişinin verili herhangi bir görevde potansiyeline olan inancını ortaya koyarken, bu inancın çoğunlukla güçlü olmayışı kişinin potansiyelini geliştirmesine engel olacak ve belki de var olan potansiyelini dahi gerçekleştirmesine imkan tanımayacaktır.

Uzm.Psk.Dnş.Miralem Gür

Kaynakça:

  • SAKIZ, G. (2013). Başarıda anahtar kelime: Öz-yeterlik. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi26(1), 185-210.
  • KANSU, A. F., & HIZLI SAYAR, G. (2018). Öz Yeterlik, Yaşam Anlamı ve Yaşam Bağlılığı Kavramları Üzerine Bir İnceleme. Etkileşim(1), 78-89. https://doi.org/10.32739/etkilesim.2018.1.11

‘’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’