Depersonalizasyon ve Derealizasyon Ne Demektir?

Depersonalizasyon ve derealizasyon, psikolojik bir rahatsızlık olan disosiyatif bozukluklar arasında yer alır. Bu bozukluklar, kişinin kendisini veya çevresini gerçek dışı, yabancı veya rüya gibi hissetmesine neden olan deneyimleri içerir. Depersonalizasyon ve derealizasyon, genellikle stres, travma, anksiyete, depresyon veya madde kullanımı gibi faktörlerle ilişkilendirilir.

Depersonalizasyon deneyimi, kişinin kendi bedeninden veya zihninden ayrıldığı hissini içerir. Kişi, kendini gerçek dışı, otomatik veya bir dış gözlemci gibi hissedebilir. Örneğin, depersonalizasyon yaşayan birisi, aynaya baktığında kendi yüzünü tanıyamayabilir veya duygusal tepkilerinde donukluk hissedebilir. Birisi onlara dokunduğunda, hissettikleri duygu tıpkı bir yabancının dokunuşu gibi olabilir. Bir depersonalizasyon örneği şu şekilde olabilir: “Kendimi sanki bir filmde oynayan bir karakter gibi hissediyordum, sanki gerçek hayatta değilmişim gibi.”

Derealizasyon ise kişinin çevresini veya deneyimlediği dünyayı gerçek dışı veya değişmiş olarak algıladığı durumu ifade eder. Kişi, nesnelerin boyutlarının değiştiğini, renklerin soluklaştığını veya her şeyin bulanıklaştığını hissedebilir. Örneğin, derealizasyon yaşayan birisi, dışarıda gezinirken sokakların veya binaların gerçek olmadığına inanabilir veya tanıdık bir mekânda bile kendini yabancı hissedebilir. Bir derealizasyon örneği şu şekilde olabilir: “Bir kafede otururken, etrafımdaki insanlar ve nesneler sanki bir resimdeymiş gibi görünüyordu, her şeyin gerçek olmadığını düşünüyordum.”

Bu tür deneyimler, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. İşlevsellikte azalma, sosyal etkileşimlerde zorluklar ve genel yaşam kalitesinde düşüş gibi sonuçlarla birlikte gelirler. Tedavi genellikle psikoterapi ve bazen ilaç tedavisini içerir. Psikoterapide, bireyler duygusal düzenleme becerilerini geliştirir ve gerçeklik algılarını yeniden yapılandırmaya yardımcı olacak stratejiler öğrenirler. Depersonalizasyon ve derealizasyon, bireylerin yaşamını önemli ölçüde etkileyebilen zorlayıcı durumlardır. Ancak, profesyonel yardım ve destekle, birçok kişi bu sorunlarla başa çıkabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Bu nedenle, bu tür belirtileri deneyimleyen kişilerin, uygun tedavi ve destek için yardım aramaları önemlidir.

Psk.Dnş.Derya Karataş

 

Kaynakça:

  • Balcıoğlu, Y. H. Dissosiyatif Bozuklukların Tanımı ve Tanı Ölçütleri.
  • Mutlu, E. (2022). Depersonalizasyon ve Derealizasyon yaşayan genç yetişkin olguda EMDR Terapisi’nin etkinliğinin incelenmesi: Olgu sunumu. ACADEMIC SOCIAL RESOURCES JOURNAL7(37), 595-601.

’’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’