Sevmek Zamanı
Sevmek Zamanı, kavuşmaktan ve ilişki yaşamaktan çok korkan bir adamın, Halil’in hikayesini anlatıyor. Halil boyacı ustası olarak çalıştığı köşkün duvarına asılı fotoğraftaki kadına âşık olur. Bir yıl boyunca her gün köşke gidip fotoğrafı seyreden Halil, Meral’in(fotoğraftaki kadın) bir gün ansızın köşke gelmesiyle gerçekle karşılaşmış olur. Ancak bu karşılaşma hiç de umulduğu gibi değildir. Meral fotoğrafına âşık olan ve bundan vazgeçmeyen Halil’e hayranlık duyarken Halil ısrarla âşık olduğu kişinin kendisi olmadığını ve bu meselenin fotoğrafla arasında olduğunu söyler.
Halil’in bu ısrarı ilişkinin getireceği hayal kırıklığı ve olası bir ayrılık durumundan kaçınmak içindir. Fotoğrafın kendisine sevgi dolu baktığını ve bu bakışın hiç değişmediğini söyler. Elbette ki o bakış değişmeyecektir. Çünkü Halil ona tabii olan, istediğinde duvardan çıkartıp yanında taşıyabileceği bir nesneyle bağ kurmuştur. Fotoğraf canlanıp arzuları olan bir ötekine dönüştüğünde Halil kaçmayı seçmiştir. Ancak filmin ilerleyen sahnelerinde Halil, birlikte çalıştığı ustasının ısrarıyla Meral’le yeniden iletişime geçer.
Tam bir kavuşma beklerken Halil’in yeniden bunu yapmakta ne denli zorlandığına tanık oluruz. Meral’in zengin bir ailede doğup büyümüş olması Halil’in hali hazırda ayrılıkla ilgili korkularını tetikler ve kısa bir kavuşmayı ikinci bir ayrılık izler. Sana aşık kalmak istiyorum der Halil. Başından beri kaybetmekten, duygularının değişecek olmasından ve Meral’i kaybetme korkusunu bu söyleminde tekrar duyarız.
Tüm bunlar olurken Meral bir başkasıyla istemediği bir evlilik yapar. Halil beraberinde taşıdığı duvardaki kocaman fotoğrafa bir de gelinlik giymiş cansız bir mankeni ekler. Fotoğraf, cansız manken ve Halil sandalda giderken, gölün ıssız ve ölü çevresi bize Halil’in melankolik ruh hali hakkında olukça zengin bir içerik sunar. Halil’in iç dünyasında her şey ölü gibidir. Tüm nesneler, tüm ötekiler tıpkı gölün etrafı gibi cansız, sessiz ve durağandır. Bu yüzdendir ki sevdiği kadının fotoğrafı ve onu çağrıştıran cansız manken Halil’in yanında iç dünyasının dışarı taşmış hali gibi durmaktadırlar.
Evlenmekten vazgeçip Halil’in yanına gelen meral sandala geçer ve tüm ölü çağrışımları gölün sularına bırakır. Bu sahne oldukça çarpıcıdır. Tam artık ölü olan ne varsa hayat buldu hissine kapılırken, Meral’in evleneceği adam gelir ve sandala kuşun sıkar. Ne olur yaşarlar mı bilinmez. Ancak filmin bir sahnesinde bu adamın keskin nişancı olduğunu seyrederiz. Yani Meral’le Halil’in kurtulma şansı yok gibidir. Yine kavuşmak ve canlanmak mümkün olmamıştır. Cansız olandan kurtulmak fiziksel ölümü de beraberinde getirmiştir. Bu semptom üretmenin aslında kimi zaman işe yarayan tarafına işaret eder gibidir.
İlişki kurmaktan ölesiye korkan, olumsuz duygulara kucak açmaktan endişe duyan ve kaçan Halil, cansız olanla da olsa bağ kurma ihtiyacını gidermiş ancak bunlar bittiğinde derinlerde olan her ne varsa bir yıkım olarak ortaya çıkmıştır. Halil’in ruhsal dünyası o denli ölüdür ki bir kavuşma anı ve canlanma fiziksel ölümle birlikte dışarı taşmıştır. Yakın ilişki kurmak; bağlanmak, ayrılmak, yas tutmak, kendini bırakabilmek, duyguları açabilmek, hayal kırıklığını tolere edebilmek, eksiklikle kalabilmek ve kendi eksikliğini kabul edebilmeyi de içerir. Tüm bunlarla baş etmekte zorlanmanın çok güzel bir şekilde anlatıldığı bir film Sevmek Zamanı.
Bonus: https://www.youtube.com/watch?v=EF4H_vX1qtU
Uzm.Ps.Dnş.Miralem Gür