Yas süreci, sevilen birinin ölümünden sonra kayba verilen tepkileri içeren süreçtir. Bu süreç, kaybın kabulüyle birlikte çevreye yeniden uyumlanmayı da içerir.
Yas süreciyle ilgili psikoloji alan yazınında farklı bakış açıları olduğu görülmektedir. Bugünkü yazımızda Kübler Ross’un yası beş aşamalı olarak ele aldığı modelinden bahsedeceğiz. Ross, terminal dönemde olan hastalarla yaptığı çalışmalardan yola çıkarak yas sürecini inkar, öfke, depresyon, pazarlık ve kabullenme dönemlerini içeren bir süreç olarak açıklamıştır.
İnkar, adından anlaşılacağı gibi kişinin sevilen kişinin kaybını yadsıdığı dönemdir. Kaybın yaratmış olduğu acıyı hafifletmek için bir anlamda kayıp yaşanmamış gibi hissedilir. Çaresizlik, öfke, şok ve kaçınma duyguları ön plandadır. Bir sonraki evrede, artık kayıp duygusal olarak kabul edilmeye başlanır ve bu beraberinde bir öfkeyi getirir. Kişinin başına gelen bu durumu kabul etmekte zorlandığı, yaşadığı kayıp durumundan dolayı öfke duyduğu bu evreden sonra bir pazarlık aşaması gelir. Geçmişe dönük değerlendirmelerin yapıldığı, neler yapılsaydı daha farklı olurdu gibi düşüncelerin ön planda olduğu pazarlık evresinde de hakim duygu öfkedir. Çünkü bir önceki evrede olduğu gibi kaybın olduğu artık inkar edilmemektedir. İnkarın ve pazarlığın işe yaramadığını gören kişi, artık yaşadığı kaybı kabul edecektir. Bu kabul beraberinde yoğun bir boşluk hissini de getirecektir. Depresif duyguların ön planda olduğu bu evre depresyon olarak adlandırılmaktadır. Son olarak, kabullenme evresi gelir ve bu evrede kişi artık dış dünyaya yeniden uyumlanmaya ve yeni ilişkiler geliştirmeye başlar.
Ancak, kayıp yaşayan her kişi sırasıyla bu evrelerden geçecek diye bir kural yoktur. Evreler arasında hiyerarşik bir sıra da yoktur. Herkesin yası yaşama şekli kendine hastır. Kimisi tüm evrelerden geçerken, kimisi sadece birkaçını deneyimler. Zaman zaman başa dönmek mümkündür. Bu noktada, kişinin kaybettiği kişiyle olan ilişkisi, onun için değeri, yaşamında konumlandırdığı yer gibi faktörler önemli olmaktadır. Nasıl ki gündelik yaşamda, doğrudan fiziksel bir ölüm olmasa bile soyut şeylerin kaybına kişilerin verdiği tepkiler birbirinden farklıysa gerçek bir ölümde de bu fark görülecektir. Kimi zaman kaybedilen kişiyle bağı devam ettirmek kişiye iyi gelebilirken, kimi zaman yeni ilişkiler kurmasına engel olabilmektedir. Bu da çoğunlukla kişinin bağlanma stiliyle ilişkilidir. Bu nedenle, standart bir öneri herkeste aynı etkiyi yaratmayacaktır.
Unutulmaması gereken, yas sürecinin yaşanması gereken bir süreç olduğudur. Öfke, üzüntü, çaresizlik vb.duyguların yaşanması son derece olağandır. Tüm bu yoğun duyguları kişi dönüştürüp büyüme fırsatına sahiptir. Ancak süreç uzamışsa, çevrede olup bitenlere entegre olunma konusunda zorluk yaşanıyorsa bir uzmandan destek almak yasın tamamlanmasını kolaylaştıracaktır.
Uzm.Psk.Dnş.Miralem Gür
Kaynakça:
Köroğlu, İ.(2021). Yas deneyimi yaşamış bireylerde travma sonrası büyümeyi yordayan değişkenler: geçmiş yas deneyimleri, kontrol odağı ve psikolojik belirtiler. Yüksek lisans tezi, Başkent Üniversitesi, Ankara.
Günkaya, S.(2021). Grieving processes and the role of bereavement dreams in Turkish adults: a qualitative inquiry. Yüksek lisans tezi, Bilgi Üniversitesi, İstanbul.
’’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’