
Kendini engelleme, olası bir başarısızlığı dayandırmak için kişinin bazı engeller yaratması durumu olarak tanımlanmaktadır. Verilen herhangi bir görevden istenen sonuç alınmadığında, gerekçeler dışardaki kaynaklara atfedilir. Kişi, başarısız olma nedenlerini dışardaki herhangi bir engele dayandırdığında, çevresindekilerin durumla ilgili yapabileceği olumsuz değerlendirmelerden de kendini korumuş olur. En nihayetinde, istenmeyen sonuçlar onun yetenek ve becerilerinden bağımsız, dış dünyadaki zorlayıcı durumlara bağlanır. Eğer ki, uygulanan stratejilere rağmen sonuç başarılı olursa bu kez de başarı kişinin kendisine mal ettiği ve içsel kaynaklarına bağladığı bir sonuç olacak ve bu da öz saygısını korumasına ve hatta yükseltmesine olanak tanımış olacaktır. Kendini engelleme stratejileri kısa vadede işe yarar gibi gözükse de, kişinin başarılı olma ihtimalini düşürmekte ve potansiyelini ortaya koyma ve gerçekçi bir değerlendirme yapma durumunu uzun vadede olumsuz etkilemektedir.
Kişiler, davranışsal ve sözel kendini engelleme davranışlarına başvurabilirler. Performanstan dolayı aşırı kaygı duyulduğunun sıklıkla ifade edilmesi, bazı fiziksel semptomların olduğunun belirtilmesi gibi sonucun başarısızlıkla sonuçlanabileceğine dair, kişinin etrafındakileri önceden hazırlaması ve bunun için gerekçelerini sözel olarak bildirmesi, sözel kendini engellemeye örnek olarak gösterilebilir. Verilen sorumluluğun son ana kadar yapılmaması, yeteri kadar çalışılmaması, potansiyelden daha fazlasını gerektirecek uygun olmayan amaçların belirlenmesi ya da alkol vb.gibi performansı olumsuz etkileyebilecek maddelere başvurulması ise, davranışsal kendini engelleme örnekleri olarak verilebilir.. Sözel kendini engellemenin davranışsal olandan daha az riskli olduğu ve performansı daha az sobate ettiği belirtilmektedir.
Kendini engelleme davranışına neden olabileceği varsayılan etmenler çeşitlidir. Kişilik özellikleri, verilen görevin ne derece önemli olduğu, performansın kimler tarafından değerlendirileceği, performansın sergilendiği yerde izleyicilerin olup olmadığı, mükemmliyetçi tutum gibi faktörler kişinin kendini engelleme davranışı ortaya koymasına neden olabilir. Bazı araştırmalar öz saygısı yüksek kişilerin kendini engelleme davranışı gösterme eğilimlerinin yüksek olduğunu ortaya koyarken, bazı araştırmalar ise öz saygısı düşük kişilierin kendini engelleme stratejilerine daha fazla başvurdukları sonucunu bulmuşlardır. İki sonuç da kendi içerisinde anlaşılır görünmektedir. Öz saygısı düşük olan kişilerin olumsuz bir sonuç aldığında içsel olarak bir sarsıntı yaşaması ve bu sonucu kendilerine yormaları beklenendir. Bu nedenle, kendilerini korumak için çeşitli engeller yaratır ve sonucun sorumluluğundan kaçınma yoluna giderler. Öz saygısı yüksek kişiler ise, başarısızlıkla sonuçlanabilecek riskli görevlerden kaçınıp yapabileceklerine dair inançlarını koruma yoluna giderler. Başarısızlık durumunu dışsal kaynaklara atfederek öz saygılarını korumaya çalışırlar. Bu da çeşitli kendini engelleme davranışlarına baş vurmalarına yol açabilir.
Kendini engelleme davranışı, temelde kişinin başarısızlığının sorumluluğunu sahiplenmekte zorlandığının işaretidir. Yaşamın içerisinde her zaman istenen sonuçların olmadığı, başarısızlığın kişinin değerini belirlemediği ve insan olmanın sınırlılıklarının kabul edilmesi gerektiği gibi öncüllerin kişinin kendi performansını sözel ya da davranışsal bir bozma eylemine girmeden ortaya koymasını kolaylaştıracağı söylenilebilir.
Uzm.Psk.Dnş.Miralem Gür
Kaynakça:
Emek, S.N.(2023). Tükenmişlik ve kendini engelleme arasındaki ilişkide genel öz yeterlilik ve kendini ayarlamanın aracı rolü. Yüksek lisans tezi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi.
’’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’