Ergenlik dönemi, çocukluk ve yetişkinlik arasındaki ara dönem olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda ergenlik dönemi, çocuklukta ortaya çıkmış olan ancak çözülmemiş çatışmaların da onarılması için bir fırsatlar dönemidir. Fırtınalı ve stresli geçen bu ara dönemde, kişi bilişsel, biyolojik ve sosyal anlamda pek çok değişikliği deneyimlemektedir. Ergenlik dönemi ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak süreci daha farkında geçirmek için kolaylaştırıcı olacaktır.
Bu dönemde ergen, aileden uzaklaşıp akranlarıyla daha fazla vakit geçirmek isteyecek, farklı deneyimlerde bulunacak ve bir kimlik geliştirmek için adımlar atacaktır. Ergenlik döneminde, beyin son derece esnek ve yeni deneyimlere açıktır. Biyolojik değişimlerle, beden hızla değişecek ve çocuksu beden yönünü hızla yetişkin bedenine çevirecektir. Bu değişimle beraber kişi cinsel gücünün farkına varacak, ve cinselliğe olan merakı artacaktır. Bilişsel kapasitenin ve soyut düşünmenin artması sorgulama, araştırma, hayat hakkında düşünme vb. faaliyetleri de arttıracaktır. Bu dönemde, din, felsefe, inanç sistemleri hakkında ergen yoğun bir sorgulamanın içerisine girme eğiliminde olacaktır. Fiziksel ve bilişsel anlamda yaşanan bu değişimler, kişinin sosyal yaşamdaki konumunu da değiştirir (Balta, 2021).Bu değişiklik ergen tarafından kafa karıştırıcı olmakla birlikte aileler için de çok net olmamaktadır. Ebeveynler kimi zaman büyümüş bir bedenin içerisinde aslında henüz bir yetişkinin olmadığını unutmaktadırlar. Ve ergen çocuklarından bir yetişkin gibi davranmalarını beklemektedirler. Aynı karmaşa ergen için de geçerlidir. Artık çocuk olmadığını, bağımsız hareket etmek istediğini belirten ergen çoğunlukla anne babasının desteğine ihtiyacı olduğunu ve henüz bağımsız olmadığını da bilir. Bu dönemde atılan adımlar, özerk ve sağlıklı bir yetişkinliğin de belirleyicisidir.
Ergenlik dönemi ; kendi içerisinde erken ergenlik(10-13y), orta ergenlik(10-15y) ve geç ergenlik(16-19y) olmak üzere üç farklı dönem olarak incelenmektedir.
Ancak ergenliğin bittiği ve genç yetişkinliğin belirmeye başladığı dönemin kesinliğinin tartışmalıdır. Özellikle günümüzde işe başlama yaşının değişmesi, eğitim süresinin uzaması vb. gibi etmenler ergenlik döneminin de uzamasına ve bitiş yaşının daha ileri yıllara sarkmasına neden olmuştur. Tüm bunlar, kişinin aile evinden ayrılmasını ve özerk bir yaşam kurmasını da güçleştirmekte ve yetişkinliğin sorumluluğunu almasına engel olmaktadır.
Ergenlik döneminde; ergen, çocukluk ve yetişkinlik arasında kalmanın karmaşasıyla mücadele ederken, ebeveyneler de kendi ergenlik dönemi çatışmalarına geri dönerler. Onlar için de süreç, kendi ergenlik meselelerini ne kadar çözdükleriyle ilintili olarak kolay ya da zor geçecektir. Bu dönemde, ortaya birçok çatışmanın çıkacağı, karmaşanın sürecin bir özelliği olduğu akılda tutulmalıdır. Ancak ortaya çıkan çatışmalarla baş etmek zorlaştığında bununla ilgili destek almak süreci kolaylaştıracaktır. Hem ergenin sağlıklı bir yetişkin olma yolunda adım atmasını, hem de anne babaların süreçte öfke, kaygı, tükenmişlik, suçluluk, yetersizlik gibi duyguları kapsamalarını kolaylaştıracaktır. Çözülemeyen her çatışma sadece kişinin kendisiyle beraber taşıdığı bir yük olmadığı için, bir sonraki kuşağa aktarılmaması için de çözülmesi son derece önemlidir.
Uzm. Psk. Dnş. Miralem Gür
Kaynakça:
Balta, D.(2021). Ergenlik dönemi romantik ilişkilerinde yakınlık. Yüksek lisans tezi, Cumhuriyet Üniversitesi, Sivas.
‘’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’