
”Motivasyon nedir?” sorusu en yalın haliyle, bir eylemi gerçekleştirmek için hareket geçme isteği duymak ve güdülenmek olarak tanımlanabilir. Kişinin yapmak istediği eylem için harekete geçme gücünü bulabilmesi o konudaki motivasyonuyla yakından ilişkilidir. Bu güç içsel kaynaklardan beslenebileceği gibi dışsal kaynaklardan da beslenebilir. Örneğin, zam alınacağı için daha istekli çalışmak dışsal bir kaynağa işaret ederken, çalışma sürecinde yeni bilgiler edinmenin sağladığı hazdan dolayı çalışmak içsel kaynağa gönderme yapar. Harekete geçmek için sürekli dışardan bir kaynağa ihtiyaç duymak, motivasyonun kısa süreli olmasına neden olabilir. Ancak kişi eyleme geçme güdüsünü içerden, yani kendi kaynaklarından sağlıyorsa bu uzun süreli motive kalabileceğinin göstergesidir.
Kişiler, psikolojik, fizyolojik ya da sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için motive olabilirler. Acıktığını hisseden birinin yemek yapmaya dönük motivasyonu, fizyolojik bir ihtiyacını gidermeye yönelikken; arkadaş edinmek ve sosyalleşmek için bir kursa yazılmak sosyal ihtiyacı gidermeye yönelik bir harekete geçme arzusunu barındırır. Elbette ki bir eylem, sadece bir ihtiyacı gidermeye yönelik olmayabilir. Kişinin yemek yapıp yemesi hem açlığını gidermesine yardım eder, hem de ortaya bir şey çıkartabilmiş olduğunu gördüğünde deneyimlediği tatmin duygusu psikolojik ihtiyacını gidermesiyle ilgilidir.
Motivasyon, kaynağının nereden beslendiği ve hangi ihtiyacı karşıladığından bağımsız, gündelik yaşam içerisindeki akışa uyum sağlayabilme açısından son derece önemli bir kavramdır. Harekete geçmekte zorlanmak, yapılacakların ertelenmesine beraberinde kaygının artmasına neden olabilir. Harekete geçemiyor olmakla depresif duygulanım arasında da yakın bir ilişki olduğu söylenilebilir.
Öte taraftan, kişi geçmişe dönük bir değerlendirme yaptığında yaşamının istenildiği düşünülen ancak yapılmayanlarla dolu olduğunu görecektir ve bu da büyük bir umutsuzluğa yol açacaktır. Tüm bu nedenlerden dolayı, motivasyonun basit bir harekete geçme arzusunun çok ötesinde anlamları olan bir kavram olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Motivasyonun uzun soluklu olabilmesi için ise, içsel kaynaklardan beslenmesi yani kişinin sürekli dışardan bir pekiştireçe ihtiyaç duymaması gerekir. Unutulmamalıdır ki, zaman zaman herkesin motivasyonu düşebilir. Yapılacaklar ertelenebilir, istenildiği halde harekete geçilemeyebilir. Ancak bu durum çok şiddetli yaşanmaya, kaygı, depresyon, tükenmişlik gibi duyguları da içeren bir yapıya dönüşmeye başlamışsa psikolojik destek almak gerekebilir.
Uzm.Psk.Dnş.Miralem Gür
’’Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurunuz.’’