
Bir mesaj saatlerdir gelmediğinde “Acaba bana kızdı mı?”, “Yoksa başka biriyle mi konuşuyor?”, “Ben yanlış bir şey mi söyledim?” gibi düşünceler zihni kemirmeye başlıyorsa, bu aşırı düşünmenin tipik bir örneğidir. Psikolojide “overthinking” ya da ruminasyon olarak adlandırılan bu durum, özellikle romantik ilişkilerde en çok görülen kaygı kaynaklarından biridir.
Yapılan çalışmalar, aşırı düşünmenin genellikle kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde daha yoğun olduğunu gösteriyor. 2017’de Journal of Social and Personal Relationships’ta yayımlanan bir araştırma, kaygılı bağlanan kişilerin partnerlerinin davranışlarını fazla analiz ettiklerini, bu durumun da ilişkide çatışmayı ve yanlış anlamaları artırdığını bulmuştur. Başka bir çalışmada ise aşırı düşünmenin, depresif duygu durum ve düşük öz saygıyla doğrudan bağlantılı olduğu saptanmıştır. Yani sadece ilişkiyi değil, kişinin genel ruh halini de olumsuz etkiler.
Aşırı Düşünmenin İlişkideki Yansımaları Nelerdir?
Yanlış Anlamalar: Partnerin sessizliği veya yorgunluğu “artık ilgilenmiyor” şeklinde yorumlanabilir.
Sürekli Kaygı: İlişkinin geleceğiyle ilgili “ya biterse” senaryoları zihni meşgul eder.
Kontrol Çabası: Belirsizlikten kaçmak için partnerin her davranışını sorgulama, mesajları tekrar tekrar okuma görülebilir.
Yıpranma: Hem kişi hem de partner, sürekli sorgulanan ve güvensizlikle dolu bir ilişki içinde yorulur.
Olası Nedenleri Nelerdir?
Aşırı düşünmenin temelinde güvensizlik, düşük özdeğer ve kontrol ihtiyacı vardır. Çocuklukta yeterince güvenli bağ kuramayan bireyler, yetişkinlikte partnerlerini kaybetme korkusuyla her detayı analiz etmeye eğilimlidir. Bu, aslında zihnin “tehlikeyi önceden fark etme” çabasıdır; fakat çoğu zaman fayda yerine zarar getirir.
Aşırı Düşünmenin OLumsuz Etkilerini Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?
Düşünceyi Fark Et: “Ben şu an yine senaryolaştırıyorum” diyerek kendini yakala.
Gerçek Kanıt Ara: Partner gerçekten ilgisiz mi, yoksa sen yoruma mı açık bıraktın?
Şimdide Kal: Geçmişi veya geleceği kurgulamak yerine anı yaşamaya odaklan.
Kendi Alanını Güçlendir: Hobiler, sosyal çevre ve kişisel hedefler, zihnin partner odaklı düşünce döngüsünü azaltır.
Destek Al: Aşırı düşünme yoğun kaygı yaratıyorsa profesyonel yardım faydalı olur.
Aşırı düşünme, ilişkilerde gizli bir sabotajcıdır. Sevginin tadını çıkarmak yerine, kişiyi sürekli analiz ve kaygı döngüsünde tutar. Araştırmalar, bu durumun hem ilişki kalitesini hem de ruh sağlığını olumsuz etkilediğini gösteriyor. İyi haber şu ki farkındalık ve küçük adımlar, bu döngüyü kırmaya yardımcı olabilir. Sağlıklı bir ilişki, sürekli sorgulamanın değil, güvenin üzerine kurulur.
Psk.Dnş.Derya Karataş
Kaynakça:
Abak, E., & Güzel, H. Ş. (2021). Ruminatif düşünme stili, beden algısı ve sosyal görünüş kaygısının romantik ilişki ve partner odaklı obsesif kompulsif semptomlarla ilişkisi. Klinik Psikiyatri Dergisi, 24(3), 368-382.